Fatma YÜKSEK
Doğa Noyan kimdir?
31 Ocak 2000 tarihinde Gazimağusa’da doğdum. Öncelikle aileme teşekkür ederek ve onlardan bahsederek röportajıma başlamak istiyorum. Ailem her zaman hayatımda ilk sırada gelmiştir ve benim için ne kadar değerli olduklarını yazarak anlatabilmem mümkün değildir. Onlarla her zaman, her konuda gurur duymuşumdur. İki küçük erkek kardeşim var. En küçüğümüz İbrahim 8 yaşındadır, ortanca kardeşim Gökhan ise 18 yaşındadır. Onların ablası olmaktan gurur duyuyorum ve onları çok seviyorum. Eğitimime Doğu Akdeniz İlkokulu’nda başladım. Lise eğitimimi Doğu Akdeniz Doğa Koleji’nde devam tamamladım. Şu an Doğu Akdeniz Üniversitesi, Uluslararası Ticaret ve İşletmecilik (İngilizce) Bölümü 3. sınıf öğrencisiyim. 2022 yılı Şubat ayında mezun olduktan sonra, hem şirket içerisinde çalışmak, hem de yüksek lisans yapmak istiyorum. Böylece hem gelişimime hem de şirketimize katkı sağlayabileceğim. Yüksek lisans konusu ile ilgili farklı düşüncelerim de var. Fakat henüz netleştirmiş değilim. Yaşantımızın önemli bir kısmını iş hayatı kapsayacağının bilincinde olmakla birlikte ilaveten spor ve hobilerimi de her zaman yaşantımın bir parçası yapmışımdır. Kuruculuğunda babamın büyük rolü olan Green Pedal Bisiklet Kulübünde aktif olarak bisiklet sürüyorum ve bu sporu ailece yaptığımız için de ayrıca çok keyif alıyorum. Piyano çalmak ve resim yapmak ise başlıca hobilerim arasındadır. 1973’ten beri aile şirketimiz olan Noyanlar Şirketler Grubunun 3. kuşak ferdi olmaktan çok mutluyum. Bu nedenle gerek büyükbabamın gerek babamın tecrübelerinden yararlanırken aynı zamanda yaklaşık olarak 3 senedir şirkete katkı koyacak şekilde çalışma hayatına girmeye çalışıyorum. Belirtmek isterim ki çekirdekten başladığım için çok mutluyum. Ailemin bana sağladığı imkanlardan dolayı onlara çok teşekkür ediyorum. Halen hem eğitimimi hem de şirket çalışmalarını birlikte götürüyorum ve bu bana çok keyif veriyor.
Hayallerindeki iş şirketin başına geçmek miydi yoksa başka hayallerinde var mıydı? Varsa nelerdi ve neden vazgeçtin?
Küçüklüğümden itibaren, her zaman için kendi şirketimizin bir parçası olabilmeyi çok önemsiyordum. Bu önemsememin kaynağında anne ve babamın oluşturduğu rol model vardı. Onların iş hayatındaki başarıları ailenin en büyük çocuğu olarak benim için hep gurur kaynağı olmuştur. Bu nedenle her ikisine da tekrardan teşekkür ederim. Bir gün ben de onlara başarılarımdan gurur duyacakları duyguları yaşatmak istiyorum. Şirketimiz her yıl verdiği güvenle kendini ileriye taşıyor. Bu süreçte sadece yurt içi değil, yurt dışı pazarlarını da hedeflemiş bulunuyoruz. Bundan dolayı geçmiş dönemlerde şirketimizin yurt dışında katıldığı birçok fuara ben de gitmiştim. Erken yaşta bana bu fırsatların verilmesi, bende merak, heyecan, iş tutkusu ve kendimi daha çok şirketin önemli parcası olarak görmeme yol açtı. Tüm bunların sonucunda gelecekte şirketin üst yönetiminde görev alabilecek özgüvenim de oluştu. Büyükbabam, annem ve babamın bana güvendiklerini biliyorum. Bu duygularını boşa çıkarmayacağım. Yaklaşık 50 yıllık bir geçmişi olan şirketimizi sıfırdan yaratıp bugüne getirmek ancak işi severek ve ciddi bir disiplin içerisinde yapmakla mümkündü. Ben de aynı yolda ilerleyeceğim. Onların bu raddeye gelebilmek için ne kadar çabaladıklarını ve bunun yanında her zaman ailemizi de ilk sırada tutmamız gerektiğini onların sayesinde öğrendim. Bir işi severek yapmak çok önemlidir denildiğinde, her zaman için aklımda canlanan fotoğraf, onların bu şekilde parlaması olmuştur.
Mevcut yönetim sisteminden ekstra olarak ne yenilik katacaksın şirkete?
Bir gelenekçi gibi eski yönetim sistemiyle mi devam edeceksin yoksa yenilikçi yapıyla yeni bir sistem getirmeyi mi düşünürsün? Yeni sistem varsa aklında ne gibi şeyler yapmayı düşünürsün? Bildiğiniz üzere şirketimiz aile şirketidir. Aile şirketlerini kuşaklar boyunca geleceğe taşıyabilmek için kurumsallaşması gerekiyor. Şirketimiz kurumsallaşma yolunda başarıyla ilerliyor. Gelecekteki en önemli görevlerim arasında kurumsal yapıyı günün şartlarına uygun olarak geliştirmek olacaktır. Geleneksel yapı birinci kuşak için doğru bir yöntemdi. Babamların olduğu ikinci kuşağa geçildikten sonra geleneksel yapı ile birlikte teknojideki gelişmeler de şirketimizin gelişmesine katkı sağlamıştır. Ben ve kardeşlerim 3. kuşak olarak geleneksel yapının olumlu yönlerini almakla birlikte dünyadaki değişimin farkındalığı içerisinde yenilikçi, gelişime açık ve her alanda teknolojiyi kullanan güçlü bir kurumsal yapı içinde çalışacağız. Ben teknolojinin geldiği düzeyi ve gitmekte olduğu yönü çok önemsiyorum. Teknolojiyi kullanamayan hiçbir şirketin doğru düzgün varlığını sürdürebileceğine inanmıyorum. Örneğin, klasik pazarlama yerine dijital pazarlamayı öne çıkarmak gibi. Dijital pazarlama bize online satışlarımızı arttırabilmemizi ve bunu da bütün dünyaya açılarak başarabileceğimizi gösteriyor. Bu yüzden şirketimiz teknoloji alt yapı yatırımlarına son yıllarda çok önem vermiştir. Tüm sosyal medya araçlarını aktif kullanıyoruz. Yukarıda kısaca bahsettiğim teknoloji yatırımlarımıza ilaveten kurumsal yapımızı güçlendirebilmek için başta insan kaynakları ve hukuk birimimizi oluşturmamız gerektiğini düşünüyorum. Ayrıca piyasada rekabetçi gücünü arttırmak için çabalarımı takım ruhu içerisinde geliştirmek ve yönetmek her zaman görevim olacaktır.
Dünya görüşün nedir? Elinde sihirli bir değnek olsaydı neler yapardın?
Elimde sihirli bir değnek olsaydı, sevginin gücünü öne çıkarıp, nefreti, kini, öfkeyi, şiddeti yok etmek isterdim. Hayatın çok kısa olduğu bu yaşam kesitinde savaşları, yoksulluğu, açlığı, kötü çevreyi ortadan kaldırıp insanca bir yaşam olmasını isterdim ve bunun dünyadaki herkesin hakkı olduğunu düşünüyorum.
Son olarak erken yaşta iş hayatına atılacak olanlara ne gibi tavsiyeler vermek istersin?
Erken yaşta işe başlamak isteyen arkadaşlarıma en önemli tavsiyem, korkmadan kendilerine güvenerek işin bir yerinden başlamalarıdır. Ayrıca yaşam boyu eğitimin ve öğretimin önemine inanarak her zaman öğrenecekleri bir şeylerin olduğu bilincinin içerisinde hayata bakmalarını tavsiye ediyorum. Hangi yaşta olursak olalım, hangi tecrübede olursak olalım, başarının anahtarı, çok çalışarak elimize geçiyor. Ancak tüm hayatımız çalışarak geçemez. Bu yüzden kendimize ait zamanımız ve hobilerimiz olmasınıda önemsiyorum. Erken yaşta iş hayatına atılmak, daha çok tecrübe, daha çok planlama, düzenli olabilme, geniş bakış açılı olabilme ve en önemlisi kendilerini gelecekte nerede görmek istedikleri konusunda onlara yardımcı olacaktır. Adımlarını daha da emin bir şekilde atıp, risk açılarını daha kolay analiz edebileceklerdir. İnsan ilişkilerini geliştirip, kendilerini daha da iyi tanıyabileceklerdir ve bunlar her zaman için hayatımızda birer altın tecrübe olarak kalacaktır.